MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
KIYMETLİ EVRAK HUKUKU PRATİK ÇALIŞMASI (2. EĞİTİM)
20.12.2019-11.45
OLAY
İşleri son derece kötü giden (A), piyasadaki borcunu kapatabilmek için bir miktar nakit arayışındadır. Durumu arkadaşı (B)’ye anlatan (A), (B)’nin haftasonu Kıbrıs’a giderek bahis oynama teklifini kabul eder. Parasını artırmak umuduyla cebindeki tüm para ile bahis oynayan (A) kumarhane sahiplerine yüklü miktarda borçlanır. Kumarhane sahibi (K), (A)’nın borcuna karşılık kendisinden bir bono alır.
Aşağıdaki soruları birbirinden bağımsız cevaplayınız.
- Bononun lehdarının (K) olduğu ve senedin ciro görmediği varsayımında (A)’nın vadede senet bedelini ödemekten imtina edip edemeyeceğini açıklayınız. Bononun lehdarının (K) dışında bir üçüncü kişi olması durumunda durum değişir miydi?
- Bononun lehdarının (K) olduğu varsayımında, (K)’nın senedi borçlu olduğu (C)’ye ciro etmesi ve (C)’nin vadede (A)’ya başvurması durumunda (A) ödemekten kaçınabilir mi? (C)’nin, (K)’nın çalışanı olması halinde durum değişir miydi? Yargıtay içtihatlarını da göz önüne alarak değerlendiriniz.
- Bononun (K) tarafından (A)’ya silah zoruyla imzalatılmış olması halinde (A)’nın ödemeden kaçınabilmesi mümkün müdür? Neden?
- Vadede kendisine başvurulması halinde (A)’nın alkolün etkisiyle senet imzaladığını söyleyerek ödemeden kaçınması mümkün müdür?
- Bononun ciro gördüğü varsayımında (A)’nın, (K)’nın kendisinden bedel hanesi boş bir bono aldığı, borç miktarının 300.000 TL olduğu, oysa senedin 500.000 TL olarak doldurulduğu dolayısıyla ödeme yapmayacağı iddiası haklı mıdır?
- (A) parasını kumara yatırmak yerine arkadaşı (B)’den borç istemiş, piyasada ödeme gücüyle tanınırlık kazanmış olan (B) de kendisine bir bono tanzim ederek teslim etmiştir. Aralarında aksinin kararlaştırılmış olmasına karşın (A), bu senedi cirolamış, hamil vadede (B)’ye başvurmuştur. (B)’nin ödemeden kaçınması mümkün müdür?
“Davacı, lehtardan ciro suretiyle çeki alan konumunda, davalılar ise davacıdan sonraki ciranta ve hamil konumundadırlar. Davacı, cirodaki imzasına itiraz etmemiş, kendisinden sonraki ciro imzasının sahte olduğunu iddia etmiş ve menfi tespit isteminde bulunmuştur… Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının hükmü temyiz eden davalı şirket lehine bozulması gerekmiştir.” (YARGITAY 19. HD, E. 2016/13281; K. 2017/3874; T. 17.5.2017)
Yukarıda yer alan Yargıtay kararını değerlendiriniz.